28 Mart 2017 Salı

Tarihi Yarımada'da Bir Gün



KAPALIÇARŞI


İstanbul'un merkezinde yer alan Kapalıçarşı Osmanlı Dönemi'nde olduğu gibi şuanda da önemli bir yere sahip. Dünya'nın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biri olduğu için İstanbul'da görülmesi gereken yerlerin başında gelmekte. İstanbul'a yolunuz düşerse burayı da listenize eklemenizi öneriyorum.


Kapalıçarşı'da  4000'e yakın dükkan bulunuyor. Turistleri kendine hayvan bırakan yer, Dünya'nın en fazla  ziyaret edilen yerlerinden biri olarak bilinmekte.

Kısa bir mola: Kapalıçarşı'da kahve keyfi


















İki bedesten'den oluşan Kapalıçarşı'nın İç Bedesten denilen bölümü Cevahir Bedesten'i Bizans döneminden kalma olduğu söylenmekle birlikte tartışmalıdır. Yeni Bedesten (Sandal Bedesteni)bölümü ise Fatih Sultan Mehmet zamanında 1460 tarihinde yaptırılmıştır. O zamandan bu zamana korunan yapılardan olup hala çarşı görevini yerine getiren sayılı yerlerdendir.

Kuyumcular, seramik, halı, şal, çanta, çikolata, kuruyemiş gibi birçok şeyi Kapalıçarşı'da bulmanız mümkün. Beni en çok etkileyen gerçek ipekten ve herkesin tarzına göre bulabileceği şallar oldu.


SULTANAHMET CAMİİ

Sultanahmet Camii zamanının 6 minareli ilk camii olma özelliği taşımakta olup mimar Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır.

Eski zamanlardan birinde Sultanahmet
Caminin en önemli mimari özelliği yirmibini aşkın İznik çinisiyle bezenmiş olmasıdır.


Mavi ağırlıklı süslendiği için Batılılar tarafından Mavi Camii(Blue Mosque) olarak adlandırılır.

Sultanahmet içinden bir kesit



AYASOFYA MÜZESİ

Ayasofya Eski Yunancada kutsal bilgelik anlamına gelir, Ortodoks mezhebinde Tanrı'nın üç niteliğinden birini temsil eder.




Bizanslılar tarafından 500 lü yıllarda yapılmıştır. Bizans İmparatoru 1. Jüstinyen'in Ayasofya için servet harcadığı ve 10.000 işçi çalıştırdığı söylenir. Bu çok eski binanın yapımında kullanılan sütun ve taşların eski tapınaklardan getirilmiş olması Ayasofya'yı sıradışı yapar.


Bir zamanlar Ayasoyfa


Bizans zamanında katedralken 1453 İstanbul'un fethi ile camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından günümüze kadar geçen sürede ise müze olarak hizmet vermektedir.

İstanbul'da en az bir gününüzü Tarihi Yarımada'ya ayırıp Sultanahmet, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı'na gidebilirsiniz. Topkapı çok büyük olduğu için hepsinin aynı gün yetişmesi çok zor olur, onun için başka bir gününüzü ayırmanız doğru olacaktır.


Sultanahmet Sokakları


EMİNÖNÜ









Eminönüne gitmişken balık ekmek yemeden dönmek olur mu hiç:) Taze balıklardan yiyip yanında turşu suyu içerken çocukluğunuza döneceksiniz. Tadı çocukluğumuzda içtiğimiz turşu suları kadar lezzetli kalan tek yer burası bana sorarsanız.







GÜLHANE PARKI

Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı'nın bahçesiydi. Tarih sahnesinde Tanzimat Fermanı'nın okunduğu yer olarak önem taşımaktadır.



Şu an koru olarak görev yapıyor, içinden geçip yürüyüş yapabilir, parkta oturup dinlenebilirsiniz. Özellikle nisan ayında denk gelirseniz Gülhane Parkı'na gitmelisiniz, renk renk açan lalelerin etrafınızda olması sizi mutlu edecek.




SÜLEYMANİYE CAMİİ


Osmanlı padişahlarından I.Süleyman adına Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Mimar Sinan'ın kalfalık eseridir.

Aslında bugün ben size Süleymaniye Camii'nden çok Süleymaniye mevkiindeki yerlerden bahsedeceğim. Cami ve külliyenin tam karşısında bulunan kurufasulyeciler acıkmış ve yorulmuş olanlar için iyi bir adres olacaktır. İstanbul'da yaşıyor ve burayı keşfetmediyseniz bir gün yemenizi tavsiye ederim. Eğer İstanbul'a gezmeye geldiyseniz de yemek molası için doğru adrestesiniz.




Yan yana birçok kurufasulyeci var, tavsiye ettiğim sadece bir yer: Erzincanlı Ali Baba. Burası bizi hiç şaşırtmadı gerek sosu gerek lezzeti enfesti.

Adres: Süleymaniye Mah. Profesör Sıddık Sami Onar Cad. No:7 Fatih/İSTANBUL



AĞA KAPISI

Süleymaniye civarında karnımızı doyurduk sıra geldi birşeyler içmeye ve gözümüzü doyurmaya diyorsanız size mükemmel bir mekan söyleyeceğim. Ağa Kapısı beni ilk gittiğimde manzarasıyla büyüledi. Menü geldiğinde ise sıradışı çaylarıyla ''Nasıl acaba beğenir miyim'' soruları kafamda uçuşmaya başladı.



Bir çok çay ve kahvesini deneyen biri olarak Osmanlı Çayı benim favorim oldu diyebilirim. Bu çayı mutlaka deneyin. Çayın 7 bitki karışımından yapıldığı dışında pek bir şey söyletemedik çalışanlara. Osmanlı Çayı formülü sır bir çay olsa da özledikçe gidip içmek bile güzel:)




Benim gibi bu çayı sevip içmeye doyamayanlar  için güzel bir haberim var. Çok kişi soruyor olmalı ki artık şişede satmaya başlamışlar. Ağa Kapısı'ndan alıp evinizde demleyip içebiliyorsunuz.

Sadece çay değil kahve alternatifleri de fazla. Mırra, dibek, melengiç kahvesi yanında aromalı türk kahveleri de başarılı. Değişik şerbetleri ve yemek seçenekleri de mevcut.


Adres: Demirtaş Mah. Nazır İzzet Efendi  Sok. No:11 Fatih/İSTANBUL












27 Mart 2017 Pazartesi

Doğa Sizi Çağırıyor: Atatürk Arboretumu

Merhabalar,

Yurt içi ve yurt dışı gezilerinin yanında bir de İstanbul'da gezilecek görülecek yerleri de anlatmaya karar verdim bloğumda. Çünkü İstanbul'da gidilecek görülecek o kadar çok yer var ki...Hem malzeme bol hem kişi çok olunca bana da anlatmak kaldı:)

İstanbul'da havaların ısınmasıyla doğa severlerin çok hoşuna gidecek bir yer keşfetmenin huzuru ile doluyuz:) Atatürk Arboretumu yemyeşil doğası, büyüklü küçüklü göl manzaralarıyla cennetten bir köşe... Fotoğraf makinenizi aldığınız gibi koşun doğaya ...




Haftasonu  kaçamak için ideal bir yer, yürüyüş yapıp tertemiz orman havasını içinize çektiğinizde şehrin tüm yorgunluğu ve stresini atacaksınız üzerinizden. Kendinizi sanki İstanbul'da değil de Karadeniz'de bir parkta gibi hissetmeniz içten bile değil.





Bahar gelmiş hoş gelmiş



Huzurun tanımını yap bana deseler burayı çizerdim:)








Atatürk Arboretumu Belgrad Ormanı'nın güneyinde ve çok büyük bir alana kurulmuş. Çok çeşitli bitki türüne ev sahipliği yapmakta olup Orman Genel Müdürlüğü'ne bağlıymış. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından canlı laboratuvar olarak kullanılmaktaymış.










Kuğular her zaman narin her zaman güzeller


Vatandaşımızı üzecek bir noktaya parmak basmak istiyorum. Mangal yasak, mangalı geçtim bir şeyler yiyip içmek için bir cafe bile bulunmuyor. Bence çok iyi yapmışlar çünkü yoksa çiğdem çıtlayanlar çok olurdu, her gittiği yere çekirdeğiyle giden bir teyze kitlesi olduğu için:)






Nasıl Gidilir?

Araçla, Sarıyer Büyükdere Caddesi boyunca yol alın, Hacıosman'dan sonra Bahçeköy tabelasını takip edin, Kemerburgaz yolunun sol tarafından döndüğünüzde 500 metre ileride  Atatürk Arboretumu girişini görebilirsiniz.

Toplu Taşıma ile ise, Hacıosman metroda indikten sonra 42HM numaralı Bahçeköy otobüslerine binebilirsiniz.

Ziyaret Saatleri ve Ücretleri:

Yazın 08.30-20.00, 
Kışın 08.30-17.00
Pazartesi günleri kapalı.


Hafta içi:  Öğrenci: 2 TL Tam:5 TL
Hafta sonu: Öğrenci:5 TL Tam:15 TL

https://www.youtube.com/watch?v=euSlVsJwvlU

20 Mart 2017 Pazartesi

Türkiye'deki en iyi manzaralardan biri ''Şeytan Sofrası''


Merhaba,

Ayvalık veya Cunda' ya gidip Şeytan Sofrası'na uğramamak olmaz tabiki. Hatta sadece bu manzarayı görmek için bile gidilebilir. Şeytan Sofrası bence Türkiye'deki en güzel manzaraya sahip yerlerden biri...Güneşin batış saatlerinde bu manzara için çıkış yolunda saatlerce sıra oluşuyor. Bu sırayı beklemek saatlerinizi  alsa da çıktığınızda karşınızdaki manzaraya sabrettiğinize değiyor.

Bir alternatif daha mevcut. Güneşin batışını değil doğuşunu izlemek..Tabi tatilde sabah 6 da uyanmak kulağa ne kadar kötü geliyor farkındayım:) Biz sabahın körü demedik uyandık gittik iyiki de gitmişiz, daha sonraki günlerde akşam da gitsek o tadı alamadım. Bir metrekareye 100 kişi düştüğü için içinde sadece benim olduğum bir foto çekilmek bir hayli zordu. Sabah çıkmayı düşünüyorsanız çok rüzgarlı olduğunu belirtmeliyim üzerinize bir şey almanız iyi olacaktır. 


Şeytan Sofrası Manzarası muhteşem değil mi :)




Şeytan Sofrası'ndan tüm Ayvalık Adaları ve Midilli Adası'nın manzarası ayaklarınızın altında...


Şeytan sofrası rivayete göre ;1500’lerde Osmanlı egemenliğindeki Ayvalık yöresinde Rumlar yaşamaktadır. Kilise tarafından kovulan Pelenelope adında bir Rum buraya yerleşir. Yalnız başına yıllarca bu tepede yaşar. Bir sene yaşanan ağır bir kuraklık sonucu, halk bunun kiliseye karşı gelen Pelenelope yüzünden olduğu sanarak onu öldürmek için toplanarak tepeye gelirler. Pelenelope halka çok zengin bir sofra hazırlar. Kuraklık yüzünden aç olan halk, sofrayı görünce Pelenelope’yi unutup yiyeceklere hücum eder. Pelenelope kaçarak kurtulur.



Güneşin Doğuşu



Şeytan sofrasında bulunan ayak izi şeklinde bir çukur vardır. Bunun şeytanın ayak izi olduğuna inanılır. Buranın mitolojide hikayesi şu şekilde anlatılır: Zeus’un süt annesi İda , Zeus’a zarar vereceği gerekçesiyle Şeytanı kovar. Üç ayaklı olduğuna inanılan şeytanın bir ayağı İda dağı eteklerinde, bir ayağı Midilli adasında, bir ayağı da Şeytan sofrasındadır. İnsanların bu çukura  bozuk para atmalarının nedenini çözemedik :)


Tepede kafe ve restoran olarak görev yapan özel bir işletme bulunmaktadır. Bu muhteşem manzarayı seyrederken hayaller kurabilir, kahvenizin bu hayallere eşlik etmesinin keyfini çıkarabilirsiniz.

Şeytanın ayak izi

Şeytan Sofrası'na çıkmak için Sarımsaklı'dan minibüsler kalkıyor 10 dk. da varıyorsunuz. Erken gitmekte fayda var yoksa siz trafikte beklerken güneş çoktan batar:) 





Şeytanın ayak izi

16 Mart 2017 Perşembe

Cunda Adası'nda Yapılacak 10 Şey

Merhaba,

Bugün konuğumuz Cunda Adası...Ayvalık'a sadece 10 dk. olması nedeniyle Ayvalık tatilcilerinin de uğrak yeri Cunda.

Cunda Adası eski evleri,arnavut kaldırımı sokakları ile  çok şirin...Eskiden ada iken Ayvalık'a kara yolu bağlantısı 1964 yılında yapılarak Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini elde etmiş.

Cunda Adası

Cunda Adası'nda Yapılacak 10 Aktivite:



1)Tertemiz plajlarında Yüzün: Cunda Adası'nda Ayvalık'a göre yüzülecek daha fazla plaj ve koy bulunuyor. Başlıca plajlardan biri Pateriça Koyu..Tertemiz ve denizi Ayvalık'a göre daha sıcak. Bu koya gitmek için Cunda'nın uç kısmına kadar gitmeniz gerekiyor yolun biraz kötü olduğunu hatırlatmalıyım fakat plajı görünce geldiğinize değdiğini anlıyorsunuz.






Pateriça Koyu


Daha merkeze yakın bir yere gideceğim araçla uğraştırma beni derseniz Ortunç Beach sizin için doğru seçim olacaktır. Ortunç Otelin plajı olduğu halde dışarıdan da girilebiliyor giriş  50 TL. hem fiyat olarak hem ortam olarak çeşme sahillerini aratmıyor:)

2)Sevim ve Necdet Kent Kitaplığının manzarasını görün: 17. ve 18. yy. da Agios Yannis kilisesinin kütüphanesi olarak görev yapmış ve bu kütüphane kilise hukuku yayınlarıyla da ün salmıştır. Mübadele sonrası tahrip  olmuştur. Yıllarca harap şekilde durmuş olan kilise Rahmi Koç'un eski eserlerin kurtarılması yönündeki çalışmaları,maddi manevi destekleri ile restore edilmiştir.


Necdet&Sevim Kent Kitaplığı


Kitaplığın hikayesi ise şöyle: Emekli büyükelçi Necdet Kent kitapları çok sever, yaşı ilerleyince gözleri çok iyi seçemez olur bunun üzerine ''göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum'' der. Vefat edince oğlu babasının 1300 den fazla kitabını kütüphaneye bağışlar. Kitapları bu kadar seven birinin adının verilmesi tam isabet olmuş bence.(Sevim de eşinin adı.) 

Cunda'nın muhteşem manzarasını seyredebileceğiniz bir yer bu kütüphanenin kafesi. Bu kafede limonata içmeniz şart,hem ev yapımı olduğu için nefis hem de bu güneşli manzaraya karşı soğuk soğuk içinizi serinletecek.





Kitaplığın kafesinden Cunda ve Adalar manzarası



3)Bir de Cunda'ya Aşıklar Tepesi'nden bakın: Aşıklar Tepesi manzara için ikinci görülmeye değer yer diyebilirim. Eski Yel değirmeniyle nostaljik bir havası olan bu yer, sevgililerin uğrak noktası haline gelmiş, fazlaca romantik  bir mekan. Sevgilinizle ayaklarınızı denize karşı uzatıp güneşin batışını seyredebilirsiniz. Değirmende fotoğraf çekilmeyi unutmayın, sonra çok pişman olursunuz benden söylemesi :)


Değirmen'de bir sit :)


Aşıklar Tepesi:Muhteşem değil mi?! Az bile anlatmışım.


Bir adet Mus bir adet Sit buldum:)


4)Taksiyarhis Kilisesi: Bu kilise Cunda'nın merkezinde bulunmakta. 1920 lerde camiye çevrildiği için tasvirlerin üstü boyanmış, sonra da uzun yıllar terkedilmiş. 1976 yılında doğal ve tarihi sit alanı olması nedeniyle korumaya alınmıştır. Yine Rahmi Koç'un 2011 yılında başlayan restorasyon çalışmaları ile 2014 yılında açılmış ve müze haline getirilmiştir. Müzede oyuncaklardan buharlı araçlara, tekne ve otomobil minyatürlerinden zaman ölçüm aletlerine kadar birçok şey mevcut. Rahmi Koç Müzesi'nin sitesinden ziyaret saatlerine ve detaylara ulaşabilirsiniz. http://www.rmk-museum.org.tr/taksiyarhis/index.html 









5)Cunda Evleri&Sokaklarında kaybolun : Cunda Adası'nın evleri ve sokakları sözle anlatılacak gibi değil, fotoğraflarla da anlatılmaz siz en iyisi gidin görün :) 















6)Taş Kahve'de sakızlı türk kahvesi için: Taş Kahve denize nazır, iskeleden az yürüyünce karşınıza çıkan, duvarları sarımsak taşından olan eski bir rum evi. Resmen Cunda ile özdeşleşmiştir. Sakızlı türk kahvesini içmeden dönmeyin.




7)İmparator Lokma: Sahilden geçerken gelen lokma kokusu sizi cezbedecek. Kuyruğun uzunluğuna hiç  aldırış etmeden kendinizi sırada bulacaksınız. Ortalama  30 dk. bekledik ama değdi:) 




8)Mezelerini tadın: Cunda'nın güzelliğiyle meşhur bir başka ürünü: mezeleri. Herkes tarafından övülen Bay Nihat'a gitmeyin, o kadar kalabalık ki kimse ilgilenmiyor ve servis çok geç geliyor. Ayrıca yer gösteren kişi de fazlaca ukala konuşuyor. Mezeleri yedik bitirdik bir saat çoktan dolmuş fakat balığımız hala gelmemişti. Taktir edersiniz ki sinirlenip hesap istedik adam hiç neden kalkıyorsunuz demeden küstah küstah konuştu suçlu bizmişiz gibi.

9)Tavernada Eğlenin: Tavernada canlı rumca şarkılar eşliğinde felekten bir gece çalabilirsiniz. Moshos Taverna bu konuda başarılı mekanlardan. 

10) Tekne turu planlayın: Ayvalık'tan başlayabileceğiniz gibi Cunda'dan da tekne turuna katılabilirsiniz.Yüzme molaları dışında da teknede aktivite çok.Göbek atmaktan tutunda :) düzenlenen değişik oyunlarla güzel bir gün geçireceğinizin garantisi tekneler.

Cunda Adası gezisi videosu için :) https://www.youtube.com/watch?v=8W4EM-W620g