30 Ağustos 2017 Çarşamba

Şirin Kasaba: Safranbolu

Merhaba,

Karabük'e yolumuz düşünce Safranbolu'yu görmeden olmazdı. Az bir zamanımız olduğu için ayrıntılı gezemedik (hava da çok soğuktu nisanda kar yağdı, çok şanslıyımdır bu konularda) fakat Safranbolu çarşısı, Safranbolu evlerini görme şansımız oldu. Ben bu şirin yere bayıldım.



1994 yılından beri Unesco Dünya Miras Listesi'nde yer alan Safranbolu hem tarihi hem doğal güzellikleriyle turistlerin ilgi odağı.
Basamak şeklinde sıralı evleri, her evi görebileceğin şekilde tasarlanmış olması çok güzel bir manzara açığa çıkarıyor. Yukarıya tırmanınca Hıdırlık Tepesi'nden manzara tam fotoğraflık:) Biz de havanın buz gibi olmasına aldırış etmeden bol bol fotoğraf karesi yakaladık.


Alt katı taştan diğer katları ahşaptan yapılan evlerde üç nesil beraber yaşarmış. Her evde orta kısımda geniş bir salon yer alır diğer odalar salona açılırmış. Odaların her birinde bir çekirdek aile yaşıyormuş.



18. ve 19. y.y. lardaki Türk evlerinin mimarisi, işçiliği, dizaynını yansıtan Safranbolu evlerinin bir çoğu otel, kafe veya restoran olarak günümüzde kullanılmakta.
















Hayat akarken,  zaman geçerken sanki buraya uğramamış gibi ... Bozulmayan bir şeylerin hala var olduğunu ispatlarcasına bu şirin yerin varlığı ...Çok dinlendirici, hafta sonu rotası olarak çok uygun bir yer, uğrayıp huzurun tadını çıkarmaya davet ediyor adeta.




Safranbolu Çarşı'sında her aradığınızı bulmanız mümkün. Eski bıçaklar, antika eşyalar...Özellikle ülkemizde meşhur olan Safranbolu lokumu buraya gitmişken tadılmalı. Hediye olarak ne alabilirim diye düşünenler için  en iyi seçeneklerden biri. Birbirinden farklı lokum markaları ve lokum çeşitleri bulunuyor. Yerlilerinden ve araştırmalarımızdan öğrendiğimize göre en taze ve lezzetlilerden biri Safrantat markasına ait olanmış.  İçerisinde safran bitkisi bulunan safranlı lokumu ve çifte kavrulmuş lokumunu tavsiye ederim. Türk kahvesi eşliğinde çarşısında içilmeli.














Her dükkanın önünden geçerken lokumla karşılıyorlar sizi benden uyarması kilo almanız kaçınılmaz bu kısa kaçamakta.

Ayrıca  türk kahvesi sunumu göz dolduracak cinsten burada. Türk kahvesi yavaş yavaş pişirilmekte böylece aroması baya iyi olmaktadır. Yanında tabiki olmazsa olmaz lokumumuz, suda damla sakızı, osmanlı şerbeti ile  birlikte ikram ediliyor. Rituel haline gelmiş bu sunum çok hoşuma gitti benim:) Avrupalıların Filtre kahvesi varsa bizim de türk kahvemiz var :) İyi ki de var.



Safranbolu civarında yer alan Kristal Teras, Tokatlı Kanyonu ve İncekaya Su Kemeri diğer görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Bizim hem zamanımız olmadığı  hem de hava çok soğuk olduğu için merkez dışında yer alan bu tarihi ve doğal manzaralardan yoksun kaldık. Bir başka sefere diyerek bu huzur dolu yerden buruk bir şekilde ayrıldık.

Başka bir yol macerasında görüşmek üzere.

Sevgiyle kalın.





1 yorum:

  1. Daha önceki gidip gördüğüm yerleri görmek beni heyecanlandırmaz diye düşünürdüm. Yanılmışım. Blogunda o kadar güzel anlatmışsın ki Safranbolu'yu bir kez daha gezmiş gibi oldum. Hıdırlık Tepesi, lokumcu dükkanları ve bilcümle evleriyle Safranbolu'yu adeta adım adım gezdirdin..

    Görüyorum ki usta bir Blogger var karşımda.
    Teşekkürler arkadaşım.

    Yeni yerler, yeni mekanlardan yeni yazılarını bekliyorum..

    Sabırsızlıkla hem de. :))

    YanıtlaSil